
Geçinmeye Gönüllü Olmak: Sadece Sevmek Yetmiyorsa…
9 Haziran 2025Olgun Aşk mı, Olgunlaşmamış Aşk mı?
Yazan: Havva Yıldırım |
İlişki danışmanlığı yaptığım yıllar boyunca sıkça karşılaştığım bir soru var:
“Nereden anlayacağım bu kişiyle aramdaki şey gerçek mi?”
Bu sorunun altında aslında çok daha temel bir merak yatıyor:
“Yaşadığım şey aşk mı, yoksa yalnızlığımın, eksikliklerimin, arzularımın bir yansıması mı?”
Bu sorunun cevabı aşkın ne olduğu kadar, aşkın hangi ruh hâliyle yaşandığıyla da ilgilidir.
Çünkü her aşk aşka benzemez.
Ve her yoğun his, bir bağ kurduğumuz anlamına gelmez.
Bu noktada karşımıza çıkan en büyük ayrım şudur:
Olgun aşk mı yaşıyorsun, yoksa olgunlaşmamış bir aşkın içinde misin?
⸻
Olgunlaşmamış Aşk: Bağ Kurmak Değil, Bağlanmak
Olgunlaşmamış aşk, genellikle büyük duygularla başlar ama küçük krizlerle çöker.
Çünkü bu tür bir ilişkide taraflar, aşkı bir duygusal “tamamlanma” biçimi olarak yaşar.
Karşıdaki insan, kendi boşluklarını kapatacak, ruhunu ferahlatacak, geçmiş yaralarını unutturacak bir figür hâline gelir.
Bu aşk türünde kişi;
• Partnerini mutluluk kaynağı olarak görür,
• Kendi duygusal ihtiyaçlarının sorumluluğunu almaz,
• Mutsuzluğunu, yalnızlığını, hayatındaki karmaşayı partnerine yükler,
• Sevilmeyi bir ihtiyaçtan çok bir hak gibi yaşar,
• Partnerinin ilgisi eksildiğinde “değersizlik” duygusuna savrulur.
Olgunlaşmamış aşkta kişi sevdiğini değil, aslında kendini sevdirme arzusunu yaşar.
Bu yüzden her kriz, kişisel algılanır.
Her uzaklaşma, terk edilme hissini tetikler.
Ve bu duygusal salınım içinde kişi; partnerini gerçekten görmek yerine, kendi ihtiyaçlarının yansımasını seyreder.
⸻
Olgun Aşk: Kendini Bilerek Sevmek
Olgun aşk, dışa değil içe dayalıdır.
Yani aşkın kaynağı karşıdaki kişiden çok, kişinin kendi duygusal yeterliliğinden gelir.
Olgun aşkta kişi;
• Duygularının sorumluluğunu alır.
“Senin yüzünden böyle hissediyorum” yerine, “Bu duygu bende neyin karşılığı?” diye düşünür.
• Partnerini hayatının “sorun çözücü merkezi” gibi görmez.
• İlişkinin içinde kendi sınırlarını da koruyarak var olur.
• Mutluluğu partnerinden talep etmez, birlikte üretmeyi seçer.
• İlgi azalınca panik olmaz; mesafeye tahammülü vardır çünkü ilişkiyi güven üzerine kurmuştur.
Olgun aşk, bağımlı bir bağ değil; özgürce seçilen bir eşliktir.
Sevgi burada bir ihtiyaçtan değil, bir tercihten doğar.
Partnerin varlığı, kişinin bütünlüğünü tamamlamaz—zaten bütündür.
Ama o bütünlüğün içinde yer açar.
⸻
Psikolojik Boyut: Bağlanma Stilinden Gölgeye
Olgunlaşmamış aşk, çoğunlukla kişinin çocuklukta geliştirdiği kaygılı bağlanma stilinin uzantısıdır.
Sevilmek için ne yapması gerektiğini öğrenen çocuk, yetişkinlikte de ilişkiyi hep bir “onay alma” alanı gibi görür.
Bu da sürekli tetikte olmayı, hep bir şeylerin eksik kalma korkusunu doğurur.
Olgun aşk ise, gölgeyle yüzleşmiş bireylerin ilişkisinde ortaya çıkar.
Carl Jung’un deyimiyle insan kendi karanlık yönleriyle barıştığında, karşısındakini değiştirme ihtiyacından da vazgeçer.
Bu farkındalık kişiye şunu söyletir:
“Sen benim hayatımı düzeltmek zorunda değilsin. Ben zaten kendi içime bakmayı öğrendim.”
⸻
Olgun Aşk Her Zaman Kolay mıdır?
Hayır.
Ama sürdürülebilirdir.
Çünkü kişi duygularını bastırmaz ama partnerinin omuzlarına da yüklemez.
İçinde kırılganlık vardır ama bu kırılganlıkla savaşmaz.
İfade eder, paylaşır ama manipüle etmez.
Ve en önemlisi:
Aşkı yaşamayı değil, yaşatmayı da sorumluluk sayar.
⸻
Olgunlaşmamış Aşkın İşaretleri
• Partnerin davranışlarına aşırı duygusal tepkiler vermek
• Uzaklaşmayı hemen “sevgisizlik” olarak yorumlamak
• Kendi mutsuzluklarının kaynağını partnerde aramak
• Aşkı hep “yoğun” ve “tutkulu” yaşamak istemek
• İlişkide huzurlu hissettiğinde bile “eksiklik” duygusuna kapılmak
⸻
Olgun Aşkın Sessiz Derinliği
Olgun aşk; gürültülü değildir ama derindir.
Sık sık “seni seviyorum” demez belki ama ilişkide bir istikrar, bir sadakat, bir varoluş hali yaratır.
Bir kriz çıktığında dağılmaz, tam tersine daha da dayanıklı hâle gelir.
Çünkü bu aşk, yalnızca duygularla değil, değerlerle yaşanır.
Saygı, güven, alan tanımak, bireysel sınırları korumak…
Bunlar olgun aşkın temelidir.
⸻
Kendine Sorulacak Sorular
1. Partnerime duygularımı ifade ederken ne kadar sorumluluk alıyorum?
2. Onun ilgisini kaybettiğimde ne hissediyorum: korku mu, güven mi?
3. Onun mutlu olmaması beni neden bu kadar etkiliyor?
4. Gerçekten onu mu seviyorum, yoksa onun bana hissettirdiklerini mi?
5. Bu ilişki beni daha çok büyütüyor mu, yoksa geçmişimle daha çok savaştırıyor mu?
⸻
Kapanış: Aşk Tek Başına Yeterli Değil
Birini çok sevebilirsiniz…
Ama bu sizi sağlıklı bir ilişki sürdürecek kadar olgun yapmaz.
Aşk tek başına yeterli değildir.
Onu taşıyabilecek içsel bir denge, duygusal bir olgunluk, psikolojik bir sorumluluk gerekir.
Ve ancak bu koşullarda aşk sadece yaşanmaz…
İyileştirir. Geliştirir. Derinleştirir.