
MODERN DÜNYADA ERKEK OLMAK
3 Haziran 2025
Yeni Dönemde İlişki Kurmanın Zorluğu: Gerçek Bağ mı, Dijital Ezber mi?
9 Haziran 2025Yazan: Havva Yıldırım |
İlişkiler dünyasında yıllardır sorulan ama hâlâ kesin bir cevabı bulunamayan bir soru:
Aşk mı daha mutlu eder, mantık mı?
Bir yanda kalp çarpıntısı, heyecan, tutkuyla akan anlar…
Diğer yanda huzur, düzen, uyum, güven…
Peki gerçekten mutluluk hangisinde saklı?
Aslında bu sorunun evrensel bir cevabı yok.
Çünkü doğru cevap herkesin kendini ne kadar tanıdığına bağlı.
Ve en büyük yanılgı da burada başlıyor:
İnsanlar ilişkilerinde mutluluğu ararken çoğu zaman kim olduklarını, neye ihtiyaç duyduklarını ve gerçekte ne aradıklarını hiç sorgulamadan yola çıkıyorlar.
⸻
Kendini Tanımadan Seçilen İlişkiler
Birçok insan evlilik kararını ya da uzun vadeli ilişki seçimini yaparken aşkı mı, mantığı mı seçtiğini bile bilmiyor.
Çünkü daha temelde, “Ben nasıl biriyim?”, “Benim önceliklerim ne?”, “Sevgi benim için ne demek?” gibi sorulara henüz cevap verememiş durumda.
Örneğin;
Hayatında sürekli ilgi görmek, düzenli olarak sevildiğini hissetmek ve duygusal olarak beslenmek isteyen bir kişi; sadece “uyumlu” olduğu ve mantıken uygun bulduğu biriyle birlikte olduğunda zamanla içten içe eksiklik hissetmeye başlar.
Başta her şey yolunda gibi görünse de, arada o duygusal kıvılcım yoksa, ilişkinin içi boşalmış hissi oluşur.
Tam tersi de geçerlidir:
Konforlu, düzenli, risksiz bir hayatı seven, duygusal dalgalanmalardan hoşlanmayan bir insan için aşkın yoğunluğu yorucu olabilir.
Onun için huzur ve pratik uyum, tutkulu çekimden daha kıymetlidir.
Yani mesele şudur:
İhtiyacın gerçekten tutku mu, yoksa güven mi?
Ve bu sorunun cevabı, sadece kalpten değil, ruhun derinliklerinden gelir.
İşte tam da burada, Jung’un “gölge” kavramı devreye girer.
⸻
Gölgeyle Yüzleşmek: Ne İstediğini Anlamanın Kapısı
Carl Jung’a göre bir insanın gerçek benliği, sadece dışarıya gösterdiği yüzünde değil, bastırdığı taraflarında gizlidir.
İlişkilerde de bu durum aynen geçerlidir.
Kimi zaman insanlar, “mantıklı” tercih yaptığını sanarak duygusal ihtiyaçlarını bastırır.
Ya da “aşkla” hareket ettiğini sanarak aslında kendi boşluklarını dolduracak birini arıyordur.
Bu yüzden sağlıklı bir ilişki, aşk ya da mantıkla değil, içsel bütünlükle seçilir.
Yani bir ilişkiyi anlamlı yapan şey; ne kadar “doğru kişi”yle birlikte olduğunuz değil, o kişiyle nasıl bir iç rezonans yaşadığınızdır.
⸻
Aşkın Yetmediği, Mantığın Yorulduğu Anlar
Her aşk, bir noktada gerçekliğe çarpar.
Fatura ödenir, çocuk büyütülür, ailelerle tanışılır.
Ve eğer sadece duygusal çekime dayanıyorsa, zamanla çatlamaya başlar.
Aynı şekilde her mantık ilişkisi de bir noktada duygusallığa ihtiyaç duyar.
Paylaşımlar, kahkahalar, beklenmedik sürprizler olmadan bir ilişki “dostluk”tan öteye geçemez.
Bu yüzden aşk ya da mantık demek yerine, asıl sorulması gereken şudur:
Ben bir ilişkide neye daha çok ihtiyaç duyuyorum?
⸻
Kendine Sorulması Gereken Derin Sorular
Kendini tanımadan yapılan her ilişki tercihi, zamanla içten içe tükenmeye başlar.
Bu yüzden aşk mı mantık mı sorusuna geçmeden önce şu sorular sorulmalı:
• Benim için sevilmek ne demek? Onu nasıl hissediyorum?
• İlişki içinde anlaşılmaya mı yoksa huzura mı daha çok ihtiyaç duyarım?
• Ben duygusal olarak yüksek bir enerjiyle mi bağ kurarım, yoksa uyumlu bir sessizlikte mi rahat ederim?
• Hayatımda neyin eksikliğini partnerimden tamamlamaya çalışıyorum?
• Bir ilişkinin başında en çok neye dikkat ediyorum: hissetmeye mi, değerlendirmeye mi?
• Kendimle yalnızken mutlu muyum, yoksa biriyle olmayı hep eksikliğimi kapatacak bir çare gibi mi görüyorum?
Bu soruların cevabı sadece bir ilişkiyi değil, hayattaki bağ kurma biçimini de belirler.
⸻
Sonuç: Aşk mı Mantık mı? Cevap Sensin.
Mutluluk ne sadece aşkın coşkusunda ne de sadece mantığın huzurundadır.
Gerçek mutluluk; kendi ihtiyaçlarını bilen, arzularıyla barışmış ve ilişkide kendi gölgesini taşıyabilen insanlarda yeşerir.
Kimi insan için aşk olmazsa olmazdır; duygusal çekim yoksa ilişki ona anlam vermez.
Kimi insan içinse sadakat, huzur ve güven daha baskındır; aşk zamanla oluşabilir der.
Önemli olan, senin hangisi olduğunu bilmen.
Ve bu bilgi; hazır bilgilerde değil, kendinle yüzleşebildiğin sessizliklerde bulunur.